1 00:00:07,465 --> 00:00:11,465 Vurularak öldürülen Michael Brown vakasında Memur Darren Wilson 2 00:00:11,553 --> 00:00:12,763 yargılanmayacak. 3 00:00:13,430 --> 00:00:14,890 Kalabalık büyüyor. 4 00:00:14,973 --> 00:00:17,393 Gerilim de tırmanıyor. 5 00:00:17,475 --> 00:00:21,095 Ama barışçıl bir ortam var ve polis bunun sürmesini umuyor. 6 00:00:22,188 --> 00:00:24,398 İlk kez o salı biber gazı soludum. 7 00:00:27,944 --> 00:00:31,414 Sonuncusu değildi ama ilk defa Ferguson'da soludum. 8 00:00:31,489 --> 00:00:34,239 Protestonun ortasındaydınız. Neler gördünüz? 9 00:00:34,325 --> 00:00:36,445 Kesinlikle çok şey gördüm. 10 00:00:36,536 --> 00:00:40,576 Derin bir hüzün ve büyük bir ıstırap içinde olan bir halk gördüm. 11 00:00:40,665 --> 00:00:42,125 Ellerim havada! Ateş etme! 12 00:00:42,208 --> 00:00:45,378 Sokakta insanlar "Ellerim havada, ateş etme." diyordu 13 00:00:45,462 --> 00:00:50,882 çünkü Darren Wilson'ın Michael Brown'u elleri havadayken vurduğunu duyduk. 14 00:00:50,967 --> 00:00:53,297 Bir sistem adaletsizliği görüyoruz. 15 00:00:53,386 --> 00:00:57,056 Dr. King isyanlar için "sesi duyulmayanların dili" demişti. 16 00:00:57,140 --> 00:00:58,770 Bıktım. Yetti artık. 17 00:00:59,893 --> 00:01:01,393 ATEŞ ETME 18 00:01:02,937 --> 00:01:06,897 Ellerim havada, ateş etme! Siyahların hayatı önemlidir. 19 00:01:06,983 --> 00:01:12,413 Geçmişteki protestoları örnek alan mevcut protestoların, 20 00:01:12,489 --> 00:01:16,159 şablonumuzu nereden aldığımızı tam olarak hatırlamayıp 21 00:01:16,242 --> 00:01:19,162 düzensiz ve sabırsız olduğunu söyleyeceğiz. 22 00:01:21,414 --> 00:01:24,384 King, başkalarının sahip olduğundan fazlasına değil 23 00:01:24,459 --> 00:01:27,459 hakkımız olana sahip olmamızdan söz ediyordu. 24 00:01:27,545 --> 00:01:30,625 Vadettiğiniz tüm vazgeçilmez haklarımız hakkımızdır. 25 00:01:33,760 --> 00:01:37,310 Ötekileştirilmiş insanlar adil olan neyse onun için 26 00:01:37,388 --> 00:01:41,098 ne zaman mücadele etmeye kalksa "Bekleyin." deniyor. 27 00:01:41,935 --> 00:01:43,475 "Bekleyin, ağırdan alın." 28 00:01:44,312 --> 00:01:46,562 Ben de insanlara şunu soruyorum: 29 00:01:46,648 --> 00:01:49,528 "Haklarımızı nasıl savunmamızı istiyorsunuz?" 30 00:01:49,609 --> 00:01:52,739 Kendi sokaklarımızda protesto etmemizi istemiyorsunuz. 31 00:01:53,363 --> 00:01:56,203 Spor müsabakalarını bölmemizi istemiyorsunuz. 32 00:01:56,282 --> 00:02:00,332 Trafiği engellememizi, otoyolları kapatmamızı istemiyorsunuz. 33 00:02:00,411 --> 00:02:05,331 Haklarımızı savunmamızı da, haklarımız için diz çökmemizi de istemiyorsunuz. 34 00:02:06,751 --> 00:02:10,001 Her defasında beklememi söyleyecekseniz 35 00:02:10,088 --> 00:02:14,128 o hâlde makbul hiçbir protesto yok demektir. 36 00:02:19,347 --> 00:02:23,807 BEKLEYİN 37 00:02:27,856 --> 00:02:33,356 1863'te Başkan Lincoln Özgürlük Bildigesi'ni imzalayıp 38 00:02:33,903 --> 00:02:36,243 Güney'deki tüm kölelere özgürlük verir. 39 00:02:37,198 --> 00:02:41,078 1868'de 14. Değişiklik onaylanır. 40 00:02:41,703 --> 00:02:45,423 Tüm Amerikan vatandaşları artık hukuk önünde eşittir. 41 00:02:46,040 --> 00:02:50,800 Yani teknik olarak Siyah Amerikalılar artık tam vatandaştır. 42 00:02:54,883 --> 00:02:57,843 Fakat gerçekte olan, bu değildir. 43 00:03:00,138 --> 00:03:03,558 1950'ler gibi geç bir dönemde Siyah Amerikalılar, 44 00:03:03,641 --> 00:03:08,151 yasal gerekler, eşit koruma hakları gibi 45 00:03:08,229 --> 00:03:12,069 ilerleme sağlayacakları haklarını ne zaman talep etseler 46 00:03:12,150 --> 00:03:13,780 beklemeleri söylendi. 47 00:03:14,944 --> 00:03:16,914 İyi de ne kadar beklenecekti? 48 00:03:16,988 --> 00:03:18,818 ÖZGÜRLEŞME 1 OCAK 1863'TE YÜRÜRLÜKTE 49 00:03:18,907 --> 00:03:20,867 Biri size bir söz verdiyse 50 00:03:21,367 --> 00:03:25,367 ve 100 yıl sonra o sözü hâlâ tutmadıysa 51 00:03:27,081 --> 00:03:28,831 bu biraz can sıkıcı olabilir. 52 00:03:28,917 --> 00:03:33,247 Tüm haklarımızı istiyoruz. Onları burada ve şimdi istiyoruz. 53 00:03:33,338 --> 00:03:35,168 SİYAHİ BEKLEME SALONU 54 00:03:35,256 --> 00:03:37,006 Peki buraya nasıl geldik? 55 00:03:37,091 --> 00:03:38,341 Şöyle oldu: 56 00:03:38,426 --> 00:03:43,556 Güney yönetimleri 14. Değişikliğin aradan nasıl çıkarılacağını bulmaya çalışıyordu 57 00:03:43,640 --> 00:03:48,900 ve en başarılı girişimleri, eşit koruma kavramını 58 00:03:49,520 --> 00:03:53,570 ayrı ama eşit olarak çarpıtmak oldu. 59 00:03:53,650 --> 00:03:57,700 "Tamam, eşit olacağız ama birbirimizden ayrılacağız." dediler 60 00:03:57,779 --> 00:04:01,449 ve Yüce Mahkeme 14. Değişiklik'te yazanlara riayet etmek yerine 61 00:04:01,532 --> 00:04:05,452 Güney yönetimlerinin düşüncesine katılır 62 00:04:05,536 --> 00:04:08,456 ve Jim Crow çağı bu vesileyle başlar. 63 00:04:08,539 --> 00:04:10,829 SİYAHİ 64 00:04:11,459 --> 00:04:16,509 "Ayrı ve eşit" diye bir şey elbette yok. Hiçbir zaman da olmadı. 65 00:04:16,589 --> 00:04:19,219 Ama Beyaz Güneyliler bu yalan sayesinde 66 00:04:19,300 --> 00:04:24,010 katı bir ırkçı kast sistemini, bir tür yasal ırk ayrımını dayatabildi. 67 00:04:24,097 --> 00:04:25,347 PLESSY-FERGUSON, 1896 68 00:04:25,807 --> 00:04:28,267 "AYRI AMA EŞİT" (1896-1954) 69 00:04:28,351 --> 00:04:32,061 Ötekileştirilmiş Siyahlar neredeyse köle gibi yaşıyorlardı. 70 00:04:33,314 --> 00:04:36,994 Aynı restoranlarda yiyemiyor, aynı sinemalara gidemiyorlardı. 71 00:04:37,068 --> 00:04:40,408 Oteller, trenler, halka açık bekleme yerleri… 72 00:04:41,030 --> 00:04:47,000 Çoğu iyi iş fabrikalardaydı ama ayrışma mağduru Siyahlar orada çalışamıyordu. 73 00:04:47,078 --> 00:04:50,498 Siyahlar, ekonomik eşitsizlik ve kısıtlı imkânlar yüzünden 74 00:04:50,581 --> 00:04:55,881 yaşamlarını sürdürüp iyileştirmelerini sağlayacak işlere giremiyorlar. 75 00:04:55,962 --> 00:04:58,922 Güneyliler kölelik döneminin görsel algılanışını 76 00:04:59,007 --> 00:05:01,717 ve dinamiklerini yeniden tesis etmeye çalışır, 77 00:05:02,302 --> 00:05:05,512 ırk farkı anlatısını pekiştirirler. 78 00:05:08,850 --> 00:05:11,480 Burada pek çok Beyaz şunu söyler: 79 00:05:11,561 --> 00:05:17,321 Dünyadaki en aptal çiftçi bile bilir ki beyaz ve siyah tavuklarınız varsa 80 00:05:17,400 --> 00:05:19,990 siyah tavuklar bir ağılda daha verimli, 81 00:05:20,069 --> 00:05:22,989 beyaz tavuklar ayrı bir ağılda daha verimlidir. 82 00:05:23,072 --> 00:05:24,822 O şartlar için bu böyledir. 83 00:05:27,994 --> 00:05:33,124 Jim Crow'un emarelerini biliyoruz. Su çeşmelerini, tuvaletleri, havuzları… 84 00:05:33,207 --> 00:05:35,837 Sonuçlarıysa ülke çapında görülebiliyordu. 85 00:05:35,918 --> 00:05:38,498 Ezilmeleri gerektiğini düşünmüyorum 86 00:05:38,588 --> 00:05:45,178 ama Beyaz bir topluluk olması, buraya taşınmamın ana sebeplerindendi. 87 00:05:45,261 --> 00:05:48,721 Sürekli bir şiddet tehdidi, yıkık dökük okullar, 88 00:05:48,806 --> 00:05:52,346 daha az iş imkânı, daha az kredi ve daha az ev olunca 89 00:05:52,435 --> 00:05:57,435 Afrikalı Amerikalılar nesilden nesle ekonomik servet aktaramadılar. 90 00:05:57,523 --> 00:05:59,943 Bu yaşam biçimi bize ait bir şey. 91 00:06:00,026 --> 00:06:06,316 Onlar bizi bir şey yapmaya zorladıkça tepki daha da kötüleşecektir. 92 00:06:08,409 --> 00:06:12,119 Yani ayrışma sırf su çeşmeleriyle ilgili değildi. 93 00:06:12,205 --> 00:06:15,955 Bu bir kafesti ve Beyaz Amerika anahtarı vermek istemiyordu. 94 00:06:19,045 --> 00:06:23,585 14. Değişiklik paramparça edilmiş, yok edilmişti. 95 00:06:23,674 --> 00:06:29,104 Hepimizin vatandaş olduğu, hukuk önünde eşit olduğu fikri 96 00:06:29,180 --> 00:06:34,440 Afrikalı Amerikalıların eşit muamele bekleme hakkı olmadığı fikrine 97 00:06:34,519 --> 00:06:37,899 dönüşüp gerilemiş bulunuyordu. 98 00:06:38,398 --> 00:06:41,528 Siyah Amerikalılar 14. Değişiklik'te vadedilenlerin 99 00:06:41,609 --> 00:06:45,949 suya düşmesi nedeniyle hayal kırıklığına uğramıştır. 100 00:06:46,030 --> 00:06:51,160 Eşitlik mefhumu, 14. Değişiklik hakları mefhumu 101 00:06:51,244 --> 00:06:52,504 hiç şekillenmedi. 102 00:06:52,578 --> 00:06:56,418 14. Değişikliği daha güçlü hâle getirmemiz gerekiyordu. 103 00:06:57,208 --> 00:06:58,538 SİYAHİ GİRİŞİ 104 00:06:59,460 --> 00:07:02,550 Bir kölenin torununun çocuğu ve ABD Yüce Mahkemesinde 105 00:07:02,630 --> 00:07:05,680 görev yapan ilk Zenci olan Thurgood Marshall 106 00:07:05,758 --> 00:07:08,388 eşinin yardımıyla cübbesini giyiyor. 107 00:07:08,469 --> 00:07:12,809 Marshall fenadır. Kendisine güveni tamdır. Burnu havadadır. 108 00:07:12,890 --> 00:07:14,350 Sıra dışı bir adamdır. 109 00:07:14,434 --> 00:07:19,234 "14. Değişiklik ve onun fevkalade ülküsü olan hukuk önünde eşitlik 110 00:07:19,313 --> 00:07:23,783 sonraki nesillerin dilediği sonuçları doğurmamıştır. 111 00:07:26,237 --> 00:07:29,617 Şimdi esas olan, yeni bir tür aktivizmdir. 112 00:07:29,699 --> 00:07:32,699 Adaletin peşinden giden bir aktivizm." 113 00:07:33,995 --> 00:07:36,995 Thurgood Marshall ayrışmacı bir eyaletten çıkıp 114 00:07:37,081 --> 00:07:42,551 Yüce Mahkemeye dâhil olan ilk Siyah Yargıç olarak tarihe geçer. 115 00:07:42,628 --> 00:07:47,338 Yolculuğunu kısmen, Yeniden Yapılanma'nın ve 14. Değişikliğin 116 00:07:47,425 --> 00:07:48,885 bir mirasına borçludur: 117 00:07:49,844 --> 00:07:51,644 Siyah kolejlere. 118 00:07:53,097 --> 00:07:55,517 Çocukluğu Batı Baltimore'da geçmiştir 119 00:07:55,600 --> 00:07:58,730 ama Maryland Üniversitesi Hukuk Okuluna başvuramaz 120 00:07:58,811 --> 00:08:00,811 çünkü Siyahlar kabul edilmiyordur. 121 00:08:00,897 --> 00:08:03,567 Bu vesileyle Howard Hukuk Okuluna girer. 122 00:08:04,609 --> 00:08:06,399 Okulun dekan yardımcısı 123 00:08:06,486 --> 00:08:10,906 muhtemelen 20. yüzyılın en parlak avukatı olan Charles Hamilton Houston'dır. 124 00:08:10,990 --> 00:08:16,500 Bir grup genç Afrikalı Amerikalı avukata akıl hocalığı yapıp yetiştirmeye başlar. 125 00:08:16,579 --> 00:08:22,749 "Genç ve Siyah avukatlar olarak işiniz adaleti aramaktır." fikrini aşılar onlara. 126 00:08:23,544 --> 00:08:28,224 Houston ve Marshall "ayrı ama eşit"in temellerini yıkmaya koyulup 127 00:08:28,299 --> 00:08:31,049 Yüce Mahkemede dava ardına dava kazanırlar 128 00:08:31,135 --> 00:08:32,135 MURRAY-MARYLAND, 1936 129 00:08:32,220 --> 00:08:36,810 Missouri Hukuk Okulunda ayrışmaya meydan okur ve o davayı kazanırlar. 130 00:08:36,891 --> 00:08:39,191 Ve sistemin üzerine gitmeye devam edip 131 00:08:39,810 --> 00:08:43,360 yükseköğretimde ayrışmalı eğitime meydan okurlar. 132 00:08:43,439 --> 00:08:47,239 Yüksek lisans okulları, Eczacılık Okulu, Hukuk Okulu… 133 00:08:51,030 --> 00:08:54,740 Ama daha en baştan itibaren kafalarına koydukları şey 134 00:08:54,825 --> 00:08:57,495 K-12 eğitiminde ayrışmanın üstüne gitmektir. 135 00:08:58,621 --> 00:09:01,121 Bu Larry. Burası da Larry'nin okulu. 136 00:09:01,916 --> 00:09:04,336 Geniş binalar, geniş alanlar… 137 00:09:04,418 --> 00:09:07,758 Bu da Tad. O da Clarksdale'de yaşıyor. 138 00:09:07,838 --> 00:09:09,418 Burası Tad'in okulu. 139 00:09:10,174 --> 00:09:13,094 Son derece kalabalık, kırık dökük. 140 00:09:13,177 --> 00:09:17,887 Ayrışmaya karşı mücadelenin önündeki en büyük engellerden biri 141 00:09:17,974 --> 00:09:23,194 Siyahların hissettiklerinin dışında ortada bir hasar olmamasıydı. 142 00:09:25,064 --> 00:09:27,614 Şöyle uydurma bir görüş yaygınlaşmıştı: 143 00:09:27,692 --> 00:09:31,072 "Siyahlar da biz de kendi içimizde yaşayalım istiyoruz. 144 00:09:31,153 --> 00:09:33,283 Eşitlik olduğu sürece ne zararı var? 145 00:09:33,781 --> 00:09:36,161 Ayrışmamızın nesinde sorun var?" 146 00:09:38,744 --> 00:09:40,004 Ayrışma 147 00:09:40,788 --> 00:09:45,538 bir toplumun, bir grup insanın daha aşağı olduğunu 148 00:09:46,544 --> 00:09:49,264 söylemesinin bir yoludur. 149 00:09:50,339 --> 00:09:55,549 Yüce Mahkemeye ayrışmanın asla eşit olamayacağını kanıtlamak için 150 00:09:55,636 --> 00:10:00,426 Thurgood Marshall'ın ayrışmanın duygusal ağırlığını göstermesi gerekir. 151 00:10:00,516 --> 00:10:02,806 O da oyuncak bebek testine başvurur. 152 00:10:02,893 --> 00:10:06,863 1940'larda psikolog Kenneth ve Mamie Clark 153 00:10:06,939 --> 00:10:09,779 çocuklara iki adet özdeş oyuncak bebek gösterir. 154 00:10:09,859 --> 00:10:12,949 Yalnız, biri Beyaz diğeri Siyah'tır. 155 00:10:13,613 --> 00:10:15,073 Basit bir soru sorarlar: 156 00:10:15,698 --> 00:10:18,198 "Hangi oyuncak bebek kötü? Hangisi iyi?" 157 00:10:19,535 --> 00:10:21,535 Siyah ve Beyaz çocukların çoğu 158 00:10:21,621 --> 00:10:25,671 Beyaz bebeğin iyi, Siyah bebeğin kötü olduğunu söyler. 159 00:10:26,542 --> 00:10:28,712 Çocuklar sahiden öyle hissediyordur. 160 00:10:28,794 --> 00:10:35,014 Ayrışma, çocukların zihnine işte bu kadar hızlı ve derinden işliyor. 161 00:10:35,718 --> 00:10:39,098 Bu çocuklar kendilerini aşağı görüyordu. 162 00:10:39,180 --> 00:10:44,940 Aşağılığı gerçekliğin bir parçası olarak kabul etmişlerdi. 163 00:10:45,770 --> 00:10:48,480 Bu, bir bilim insanı olarak beni bile… 164 00:10:51,275 --> 00:10:52,145 …altüst etti. 165 00:10:54,153 --> 00:11:00,163 Thurgood Marshall, 14. Değişikliğin ihlal edildiğini göstermek için 166 00:11:00,242 --> 00:11:07,002 ayrışmanın zarar verici etkilerine ilişkin delillere ihtiyaç olduğunu öne sürdü. 167 00:11:07,583 --> 00:11:09,253 Kenneth ve Mamie Clark 168 00:11:09,335 --> 00:11:14,335 ayrışmanın aşağılıkla ilgili bir mesaj verdiğini ortaya koydular. 169 00:11:14,423 --> 00:11:18,763 Beyaz üstünlüğü mesajı Siyah okul çocuklarında içselleşiyordu. 170 00:11:22,556 --> 00:11:27,596 Marshall ve şimdi de ekibi, K-12 eğitiminde ayrışmaya karşı 171 00:11:27,687 --> 00:11:29,227 dava açmaya hazırdır. 172 00:11:35,945 --> 00:11:37,445 BROWN-EĞİTİM KURULU, 1952 173 00:11:37,530 --> 00:11:42,830 "Sınıf ya da kast yasaları vasıtasıyla tesis edilmesi amaçlanan her tür ayrışma 174 00:11:42,910 --> 00:11:46,960 14. Değişikliğe bizatihi aykırıdır." 175 00:11:47,998 --> 00:11:53,498 Artık Mahkeme, Siyahlar ve Beyazlar için farklı okulları şart koşan yasaların 176 00:11:53,587 --> 00:11:56,217 toplumsal anlamlarına bakmaya hazırdır. 177 00:11:56,298 --> 00:11:58,678 Siyah okulların olması ne demek? 178 00:11:58,759 --> 00:12:00,849 Beyaz okulların olması ne demek? 179 00:12:00,928 --> 00:12:02,968 Bu nasıl bir mesaj gönderiyor? 180 00:12:03,055 --> 00:12:08,805 Ayrışma, Siyah okullara giden çocukların zihinlerini ve yüreklerini etkiledi 181 00:12:08,894 --> 00:12:13,194 ve demokrasiye katılma kabiliyetlerini zedeledi. 182 00:12:14,442 --> 00:12:18,702 Yüce Mahkeme tarihindeki en abidevi kararlardan biri Dred Scott'sa 183 00:12:18,779 --> 00:12:20,909 belki de ondan daha abidevi olanı 184 00:12:22,032 --> 00:12:24,082 Brown-Eğitim Kurulu Davası'dır. 185 00:12:25,411 --> 00:12:28,661 "Günümüzde eğitim belki de, eyalet ve yerel yönetimlerin 186 00:12:28,748 --> 00:12:30,368 en mühim işlevidir. 187 00:12:30,458 --> 00:12:32,958 İyi bir vatandaş olunması için esastır. 188 00:12:33,043 --> 00:12:38,133 Bu tür bir imkân, herkese eşit şartlarla sunulması gereken bir haktır. 189 00:12:38,215 --> 00:12:41,045 Toplumsal eğitim alanında 190 00:12:41,135 --> 00:12:44,505 ayrı ama eşit ilkesinin yeri olmadığına hükmediyoruz. 191 00:12:45,014 --> 00:12:48,894 Ayrı eğitim olanakları bizatihi eşitsizdir." 192 00:12:48,976 --> 00:12:50,476 AYRIŞMA YASAKLANDI 193 00:12:50,561 --> 00:12:52,351 KARAR OY BİRLİĞİYLE VERİLDİ 194 00:12:54,440 --> 00:12:58,150 O kararla ülkedeki yasal ayrışmanın yıkımı başlar. 195 00:12:58,694 --> 00:13:05,164 Demokrasinin ve vatandaşlığın tasdik edildiği Brown-Eğitim Kurulu Davası 196 00:13:05,242 --> 00:13:09,372 esasen Siyah avukatlar açısından bir devrimdir. 197 00:13:09,455 --> 00:13:11,035 AVUKAT, BROWN-EĞİTİM KURULU 198 00:13:11,123 --> 00:13:12,713 MEDENİ HAKLAR AVUKATI 199 00:13:13,375 --> 00:13:18,125 Eşit koruma ve vatandaşlığın gerçek anlamlarının 200 00:13:18,214 --> 00:13:24,304 her zaman hukukun sınırları dâhilinde tekrar yaşatılabileceğine inanıyorlardı. 201 00:13:24,386 --> 00:13:28,926 Yüce Mahkeme esas itibarıyla 14. Değişikliğin söyleminin, 202 00:13:29,016 --> 00:13:34,016 ulusumuzda görülen manzarayla çeliştiğini kabul etmeye başlar. 203 00:13:34,104 --> 00:13:37,024 YÜCE MAHKEME DEVLET OKULLARINDA AYRIŞMAYI YASAKLADI 204 00:13:37,107 --> 00:13:40,487 Kutlanacak çok şey vardı, keza endişelenecek de. 205 00:13:40,569 --> 00:13:42,989 Ve endişeler yerinde çıktı. 206 00:13:43,823 --> 00:13:46,783 Brown kararından sonra Güney "Hayatta olmaz." der. 207 00:13:46,867 --> 00:13:50,287 Brown'a büyük bir direnişle tepki gösterildi. 208 00:13:50,371 --> 00:13:54,251 Direnişe verilen ad "Büyük Direniş"ti. Ben öyle demiyorum. 209 00:13:55,209 --> 00:14:00,169 Direnişin kalbi ve sert çekirdeği sizlersiniz. 210 00:14:00,256 --> 00:14:02,586 Hesap vermek zorundalar. 211 00:14:02,675 --> 00:14:05,505 Bu ülkede yaşanan inanılmaz bir andı o. 212 00:14:05,594 --> 00:14:08,854 Virginia'ya bağlı Prince Edward County ilçesinin 213 00:14:08,931 --> 00:14:14,061 bütünleşmek yerine devlet okullarını beş yıl süreyle kapattığı unutulmamalı. 214 00:14:14,645 --> 00:14:18,015 Yüce Mahkemenin kararı ortada ama yargı makamları 215 00:14:18,107 --> 00:14:20,147 karara her defasında karşı gelir. 216 00:14:20,234 --> 00:14:22,574 TAMAMEN BEYAZ KOLEJ 217 00:14:22,653 --> 00:14:26,533 Peki hak ettiğiniz değişimi Yüce Mahkeme kararıyla bile alamayınca 218 00:14:26,615 --> 00:14:28,655 ne yaparsınız? 219 00:14:29,618 --> 00:14:30,538 Bekler misiniz? 220 00:14:31,245 --> 00:14:32,445 Hayal mi kurarsınız? 221 00:14:33,122 --> 00:14:36,502 Yoksa kolları sıvayıp haklarınızı talep mi edersiniz? 222 00:14:37,126 --> 00:14:39,086 Hayatınız pahasına olsa bile. 223 00:14:41,797 --> 00:14:47,387 Brown Davası insanlara mücadele etmeleri gerektiğini bildiren etkili bir mesajdı. 224 00:14:47,469 --> 00:14:50,599 Etkilenen sıradan insanlar rol üstlenmeye karar verir. 225 00:14:51,140 --> 00:14:54,390 Çok güçlü bir halk hareketi gelişmektedir. 226 00:14:55,603 --> 00:14:57,563 Brown kararı 1954'te verilir. 227 00:14:57,646 --> 00:15:03,236 Bir yıl sonra Beyaz bir yetişkin erkek, 14 yaşındaki Emmett Till'i 228 00:15:03,319 --> 00:15:06,239 Beyaz bir kadına ıslık çaldığı iddiasıyla öldürür. 229 00:15:06,322 --> 00:15:09,662 Annesinin "Oğluma yapılanı herkes görsün." diyerek 230 00:15:09,742 --> 00:15:15,002 açık tuttuğu tabutunu 10.000'i aşkın insan ziyaret eder. 231 00:15:15,080 --> 00:15:18,130 Ben Rosa Parks. Montgomery, Alabama'da yaşıyorum. 232 00:15:18,667 --> 00:15:23,877 1955'te Rosa Parks otobüsteki koltuğundan kalkmamaya karar verir 233 00:15:25,758 --> 00:15:28,088 ve Medeni Haklar Hareketi başlar. 234 00:15:31,722 --> 00:15:32,852 ZENCİLER DIŞARI 235 00:15:32,932 --> 00:15:36,352 1960'lı yılların başlarına kolay gelinmemiştir 236 00:15:36,435 --> 00:15:39,225 ve bir dönüm noktasına ihtiyaç vardır. 237 00:15:45,277 --> 00:15:48,447 Rosa Park'ı hepimiz tanıyoruz. O bir kahramandır. 238 00:15:48,530 --> 00:15:52,660 Otobüsün arkasına geçmeyi reddeder. Outkast bir şarkısına adını verir. 239 00:15:52,743 --> 00:15:54,873 Ben şarkının sözlerini ezberledim. 240 00:15:54,954 --> 00:15:57,044 Gerisini zaten biliyoruz, değil mi? 241 00:15:57,706 --> 00:15:59,826 Bilsek ben burada olmazdım. 242 00:16:04,213 --> 00:16:09,393 Bir otobüse biner ve şoför ona otobüsün arkasına geçmesini söyler. 243 00:16:09,468 --> 00:16:13,808 "Bayan, burası Alabama. Burada Jim Crow dediğimiz yasalar var." der. 244 00:16:13,889 --> 00:16:17,479 Rosa da "Yetti artık. Kalkmıyorum. Hayatta kalkmam." der. 245 00:16:19,645 --> 00:16:22,225 Ve bu ufak kıvılcımla fitil ateşlenir. 246 00:16:22,314 --> 00:16:25,824 Evet diyen herkes ayağa kalkıp safını belli etsin. 247 00:16:29,863 --> 00:16:32,243 Montgomery'nin Siyah sakinleri 248 00:16:32,324 --> 00:16:35,164 Jim Crow'dan kurtulmak üzere harekete geçerler. 249 00:16:35,869 --> 00:16:38,659 Rosa ve kocası dışlanırlar. İş bulamazlar. 250 00:16:38,747 --> 00:16:43,497 Detroit'e taşınıp sekreter olur, adaletsiz politikalardan bezer. 251 00:16:43,585 --> 00:16:48,215 "Yıkacağım bunları. Ruhlarımız özgürse bedenlerimiz de özgür olmalı." der. 252 00:16:48,298 --> 00:16:52,178 Otobüsün arkasına geçmekten onu alıkoyan o tutkusuyla eyleme geçer 253 00:16:52,261 --> 00:16:56,061 ve hiç şüphesiz, bize kadar ulaşan kalıcı bir etki yaratır. 254 00:16:56,890 --> 00:16:58,350 HAKLAR EŞİT 255 00:17:00,144 --> 00:17:02,444 Asla onun izinden gitmemizi istemedi. 256 00:17:03,939 --> 00:17:07,819 Tek istediği, ne doğruysa onun tarafını tutmamızdı. 257 00:17:14,533 --> 00:17:17,833 "Ayrışma, Zenci'yi mahvetmiştir. 258 00:17:17,911 --> 00:17:21,291 Fiziksel yaralar mı psikolojin yaralar mı daha derin, 259 00:17:21,373 --> 00:17:24,383 saptamak bazen güçtür. 260 00:17:24,460 --> 00:17:29,590 Ayrışmanın yol açtığı toplumsal cüzzamı yalnızca bir Zenci anlayabilir. 261 00:17:30,174 --> 00:17:33,224 Dayatılan kısıtlamalarla her karşı karşıya geliş, 262 00:17:33,302 --> 00:17:36,472 sonu olmayan bir savaştaki bir başka muharebedir. 263 00:17:37,139 --> 00:17:40,389 Doğru olanın yapılmasında ısrar etmeye devam edeceğiz 264 00:17:40,476 --> 00:17:44,346 çünkü yankılanan taleplerimizle aktardıklarımız, 265 00:17:44,438 --> 00:17:46,818 takdiriilahi ve ulusumuzun mirasıdır." 266 00:17:51,695 --> 00:17:55,115 Martin Luther King Jr. henüz 26 yaşındayken 267 00:17:55,199 --> 00:18:00,449 Montgomery Otobüs Boykotu'nun lideri olarak sahneye çıkar. 268 00:18:02,372 --> 00:18:06,002 Ama genç olmasına rağmen Dr. King kendisini davaya adar. 269 00:18:06,085 --> 00:18:10,585 Bu insanlara, onlara olan borcumuzu, Tanrı'nın onlara bahşettiği hakları 270 00:18:10,672 --> 00:18:13,012 ve anayasal hak taleplerini veriniz. 271 00:18:13,967 --> 00:18:17,507 1963'te davaya bağlılığı sınanır 272 00:18:17,596 --> 00:18:21,346 çünkü artık bir başkanın fikrini değiştirmek zorundadır. 273 00:18:23,102 --> 00:18:25,982 İyi akşamlar. Senatör John F. Kennedy. 274 00:18:26,063 --> 00:18:27,113 ARALIK 1955 275 00:18:27,773 --> 00:18:29,073 JFK'NİN BAŞKANLIK KAMPANYASI 276 00:18:29,149 --> 00:18:33,739 Her Amerikalı tüm Anayasal haklarını alana dek tatmin olmayacağım. 277 00:18:33,821 --> 00:18:35,161 Daha iyisi mümkün. 278 00:18:35,239 --> 00:18:39,119 John Kennedy 1960'da başkanlık yarışına girdiğinde 279 00:18:39,201 --> 00:18:42,791 Medeni Haklar Hareketi'ni anlayışla karşıladığı için 280 00:18:42,871 --> 00:18:45,921 Siyahlar ona kitle hâlinde destek vermeye başladı. 281 00:18:49,586 --> 00:18:51,166 Seçim günü geldiğinde 282 00:18:51,964 --> 00:18:54,634 ona kalabalıklar hâlinde oy verdiler. 283 00:18:55,634 --> 00:18:59,474 Ama Kennedy başkan olduktan hemen sonra sözünden dönmeye başladı. 284 00:19:00,514 --> 00:19:03,024 Sovyetler Birliği uzayda çığır açtı. 285 00:19:04,143 --> 00:19:07,443 Bu nedenle dünya bilimdeki öncülüğümüzü sorguluyor. 286 00:19:07,521 --> 00:19:10,481 Gazete okuyan ve ABD vatandaşı olan herkes 287 00:19:10,566 --> 00:19:14,776 Amerika'nın on veya 20 yıl önceki imajına 288 00:19:14,862 --> 00:19:17,572 artık sahip olmadığı sonucuna varmıştır. 289 00:19:17,656 --> 00:19:23,906 John Kennedy, Medeni Haklar Hareketi'nde olup bitenlerle pek ilgilenmiyordu. 290 00:19:24,496 --> 00:19:30,166 Hepimiz şu soruyla karşı karşıyayız: Bir sonraki nesilde özgürlük mü kazanacak 291 00:19:30,252 --> 00:19:32,252 yoksa komünistler mi başaracak? 292 00:19:32,337 --> 00:19:33,547 Asıl mesele bu. 293 00:19:34,798 --> 00:19:37,508 Kennedy'nin kampanyası Soğuk Savaş odaklıydı. 294 00:19:37,593 --> 00:19:41,143 Medeni Haklar Hareketi'ni, ABD'nin Soğuk Savaş'taki dahline 295 00:19:41,221 --> 00:19:43,061 bir engel olarak gördü. 296 00:19:43,140 --> 00:19:46,310 Bu yüzden yönetiminin ilk iki yılında çok az şey oldu. 297 00:19:48,812 --> 00:19:52,112 Siyahlar Kennedy'i başkan seçtirdiğine inanıyor 298 00:19:52,191 --> 00:19:56,321 ve borcunu ödemesini istiyorlardı. 299 00:19:56,403 --> 00:20:00,203 ABD Başkanı'nın, Anayasa'nın 14. Değişikliğini esas alarak 300 00:20:00,866 --> 00:20:03,076 ayrışmayı hükümsüz kılan 301 00:20:03,160 --> 00:20:08,120 veya Anayasa'ya aykırı olduğunu ilan eden bir başkanlık kararnamesini imzalamasının 302 00:20:08,624 --> 00:20:11,714 zamanının geldiği kanısındayım. 303 00:20:13,670 --> 00:20:16,800 Brown Kararı'nın on yıl sonrasında 304 00:20:16,882 --> 00:20:21,472 Brown döneminde ayrışma mağduru olmuş Siyah okul öğrencisi çoğu çocuk 305 00:20:21,553 --> 00:20:23,813 hâlâ tek ırklı okullara gidiyordu. 306 00:20:23,889 --> 00:20:27,809 Dolayısıyla bunun devam eden bir mücadele olduğu belirginleşti. 307 00:20:27,893 --> 00:20:31,313 Ulus 1963 yılına yaklaşırken 308 00:20:31,396 --> 00:20:34,896 birçok insan Lincoln'ın Özgürlük Bildirgesi'nin üzerinden 309 00:20:34,983 --> 00:20:38,203 koca bir asır geçtiğini fark etti. 310 00:20:39,029 --> 00:20:44,329 King, Başkan Kennedy'den, ayrışmayı ulus genelinde hükümsüz kılan 311 00:20:44,409 --> 00:20:48,369 ikinci bir Özgürlük Bildirgesi düzenlemesini istiyordu. 312 00:20:48,455 --> 00:20:50,785 Basit bir kalem darbesiyle 313 00:20:50,874 --> 00:20:54,924 14. Değişikliğin koruma ve haklarının inkârını telafi edebilirdi. 314 00:20:56,338 --> 00:21:00,468 Frederick Douglass'ın 19. yüzyılda oynadığı rolü oynamaktadır. 315 00:21:00,550 --> 00:21:06,390 "En yüksek ideallerinize göre yaşamıyorsunuz." diyor Martin Luther King. 316 00:21:06,473 --> 00:21:10,103 Başkan Kennedy'nin yaptıklarını yetersiz buluyorum. 317 00:21:10,185 --> 00:21:12,935 Bizim sayemizde seçildiğini ona anımsatmalıyız. 318 00:21:14,189 --> 00:21:17,819 Dr. King, aynı şeyleri daha önce de söylememize rağmen 319 00:21:17,901 --> 00:21:21,111 başarısız olduğumuzu ve bunları şimdi tekrar söyleyip 320 00:21:21,822 --> 00:21:25,622 başaracağımızı Amerikalılara hatırlatmak istiyordu. 321 00:21:26,201 --> 00:21:29,831 MLK, ikinci Özgürlük Bildirgesi'nin bir taslağını 322 00:21:29,913 --> 00:21:33,583 1962'de Başkan'ın imzasına sunar. 323 00:21:34,584 --> 00:21:37,174 JFK imzalamayı reddeder. 324 00:21:38,213 --> 00:21:41,053 Bu ona birçok açıdan aşırı bir hamle gibiydi. 325 00:21:41,133 --> 00:21:43,973 İlla Lincoln gibi olmaya niyeti yoktu. 326 00:21:44,678 --> 00:21:47,598 Değişim için verilen bu mücadele 327 00:21:47,681 --> 00:21:51,771 bekletilmek istenmektedir. 328 00:21:51,852 --> 00:21:54,772 King beklemenin tehlikeli olduğuna emindir. 329 00:21:54,855 --> 00:22:01,315 King, ayrışmanın duygusal ve psikolojik hasarını görüp hissetmiştir. 330 00:22:02,237 --> 00:22:03,737 Ekonomik eşitsizliğin. 331 00:22:04,781 --> 00:22:06,241 Kısıtlı imkânların. 332 00:22:07,200 --> 00:22:11,960 Onun ve medeni haklar aktivistlerinin ertelediği her bir gün 333 00:22:12,039 --> 00:22:14,419 Siyahların acı çektiği bir gündür. 334 00:22:22,466 --> 00:22:23,966 AYRIŞMA YÜZÜNDEN OKUYAMIYORUM 335 00:22:24,051 --> 00:22:27,471 Ayrışma yasa dışı ilan edildikten sonra bu niye devam eder? 336 00:22:27,554 --> 00:22:30,934 Irkçılar niye vazgeçmez? Burada başka bir şey olmalı. 337 00:22:32,017 --> 00:22:35,687 Beyaz insanlar Siyah insanları o sırada toplumsal bir kusur 338 00:22:35,771 --> 00:22:38,361 veya leke olarak görmektedir. 339 00:22:38,440 --> 00:22:41,400 Tek damla kuralı denen bir şeyi anlatayım size. 340 00:22:41,485 --> 00:22:43,735 Jim Crow toplumsal ve hukuk sisteminde 341 00:22:43,820 --> 00:22:46,620 tek bir damla Siyah kanı, insanı Siyah yapardı. 342 00:22:46,698 --> 00:22:47,618 Bu ne demek? 343 00:22:48,450 --> 00:22:53,620 Beyaz bir çocuğun bir Siyah'a dokunursa kirleneceğini sanarak büyümesi demek. 344 00:22:53,705 --> 00:22:59,085 Siyah çocuklar yüzmesin diye Beyazların havuza asit dökmesi demek. 345 00:22:59,920 --> 00:23:05,300 Bir düşünün. Gerçek kirleticiyi hayallerindeki kirleticiye yeğliyorlar. 346 00:23:05,884 --> 00:23:07,554 Tek damla bu demek çünkü. 347 00:23:07,636 --> 00:23:11,466 Özünde, Siyahlığın kirletici bir şey olduğu anlamına geliyor. 348 00:23:12,349 --> 00:23:16,439 Beyazlar bütünleşmeye direniyor çünkü bir şey kapmaktan korkuyorlar. 349 00:23:16,520 --> 00:23:18,020 Ön yargı böyle bir şey. 350 00:23:18,105 --> 00:23:21,185 Baştan aşağı sahte bir şeye inanmamıza neden olur. 351 00:23:21,274 --> 00:23:23,614 Sizi Siyah olmanın hastalık olduğuna inandırıp 352 00:23:23,693 --> 00:23:27,703 toplumumuzun çoktandır taşıdığı gerçek hastalığı görmemenize yol açar. 353 00:23:28,990 --> 00:23:29,830 Irkçılığı. 354 00:23:31,410 --> 00:23:33,200 Gerçek hastalık, ırkçılık. 355 00:23:33,286 --> 00:23:34,116 Ne var? 356 00:23:35,414 --> 00:23:39,254 CESARET ŞART! WALLACE'IN CESARETİ VAR! YA SENİN? 357 00:23:39,334 --> 00:23:42,554 Bu bütünleşme karşıtı direnişin yüzlerinden biri 358 00:23:42,629 --> 00:23:45,089 Alabama Valisi George Wallace'tır. 359 00:23:45,674 --> 00:23:51,394 Wallace'ın niyeti, Beyaz üstünlüğünü korumak için saldırıya geçmektir. 360 00:23:53,306 --> 00:23:54,466 Vali Wallace… 361 00:23:56,518 --> 00:23:58,188 …ayakta selam veriyor. 362 00:23:58,728 --> 00:24:01,938 George Wallace klasik bir Alabama popülistiydi. 363 00:24:02,023 --> 00:24:06,613 Yani sıradan insanın yanındaydı. Yeter ki Beyaz olsun. 364 00:24:07,112 --> 00:24:11,992 O açgözlü fırsatçı ve federal birlikler 365 00:24:12,075 --> 00:24:15,905 hukuka aykırı 14. Değişikliğin geçmesi için Güney'e saldırdılar. 366 00:24:15,996 --> 00:24:19,076 Kanımca bir şeyi unutmamamız gerekiyor. O da şu ki, 367 00:24:19,166 --> 00:24:23,706 Güney'in 14. Değişikliğe genel yaklaşımı şöyle özetlenebilecek bir yaklaşımdı: 368 00:24:23,795 --> 00:24:26,415 "Federal hükûmet eyaletlere talimat veremez." 369 00:24:26,506 --> 00:24:29,426 Bu argümanı ben onlarca kez duydum. 370 00:24:29,509 --> 00:24:34,429 14. Değişiklik bir hileydi. Meşru değildi. Eyaletler riayet etmek zorunda değildi. 371 00:24:34,514 --> 00:24:37,274 Ve ben şunu diyorum: Şimdi ayrışma. 372 00:24:37,350 --> 00:24:39,020 Yarın ayrışma. 373 00:24:39,102 --> 00:24:41,102 Sonsuza dek ayrışma! 374 00:24:42,230 --> 00:24:46,280 "Ayrışma kaldırılsın." talimatları eyaletlerin haklarını çiğniyordu. 375 00:24:46,359 --> 00:24:48,029 Ve Wallace bir çizgi çekti. 376 00:24:48,111 --> 00:24:52,491 Federal hükûmetin "Okullarda ayrışmayı kaldırın." talimatına uyulmayacaktı. 377 00:24:53,492 --> 00:24:59,622 Gelir gelmez "Bir Siyah, Alabama'daki bir üniversiteye girmek istediğinde 378 00:24:59,706 --> 00:25:02,576 okulun kapısında dikilip ona engel olurum." dedi. 379 00:25:06,379 --> 00:25:10,009 Her gün binlerce Zenci seçmen kaydı yaptırmak için sıraya giriyordu. 380 00:25:10,091 --> 00:25:13,511 King'in örgütçüleri Beyazların düşmanlığıyla savaşıyordu. 381 00:25:13,595 --> 00:25:15,845 İnsanların gözünü korkutuyorsunuz, 382 00:25:15,931 --> 00:25:19,311 yağmurda bekletip seçmen kaydı yapmalarını önlüyorsunuz. 383 00:25:19,392 --> 00:25:21,062 Ama biz kaydolacağız 384 00:25:21,144 --> 00:25:24,444 çünkü ABD vatandaşları olarak buna hakkımız var. 385 00:25:28,360 --> 00:25:31,320 Pasif direniş tutumu aksaklığa yol açar 386 00:25:31,404 --> 00:25:35,624 çünkü biri size saldırdığında darbeleri alan siz olursunuz. 387 00:25:36,826 --> 00:25:42,326 İnsanların size saldırması için plan yaparsınız. 388 00:25:45,293 --> 00:25:50,093 Pasif direniş, gücünü adaletsizlikle yüzleşmekten alır. 389 00:25:50,924 --> 00:25:52,724 Bu, çelişkiyi büyütür. 390 00:25:52,801 --> 00:25:57,391 Siz değişim yapmaya, onlarsa değişime direnmeye çalışır. 391 00:25:57,472 --> 00:26:02,642 Sivil itaatsizlik kaosa yol açtığı için, insanlar Dr. King'den asayişi 392 00:26:02,727 --> 00:26:04,647 yeniden sağlamasını istemiş. 393 00:26:04,729 --> 00:26:07,939 Ama biz aslında kriz çıkarmak zorundayız 394 00:26:08,024 --> 00:26:11,704 yoksa ayrıcalıklı insanlar dünyada adaletsizlik yokmuş gibi 395 00:26:11,778 --> 00:26:14,158 hayatlarına devam ederler. 396 00:26:15,740 --> 00:26:18,370 Adaletsizlikle baş etmenin üç yolu vardır: 397 00:26:18,451 --> 00:26:20,951 Birincisi onu haysiyetsizce kabul etmek, 398 00:26:21,037 --> 00:26:24,917 ikincisi ona silahla direnmek, üçüncüsü şiddet kullanmamaktır. 399 00:26:25,000 --> 00:26:26,250 Aman Tanrım. 400 00:26:27,669 --> 00:26:30,299 Bayard Rustin çok yönlü bir adamdı. 401 00:26:30,380 --> 00:26:32,420 King bir koalisyon kurmaktadır. 402 00:26:32,507 --> 00:26:35,757 Bayard Rustin gibi aktivistlerle bağlantı kurar. 403 00:26:35,844 --> 00:26:38,054 Bayard pasif direniş yanlısıydı 404 00:26:38,138 --> 00:26:44,138 ve o dönemin Medeni Haklar Hareketi'nin önde gelen entelektüellerindendi. 405 00:26:44,227 --> 00:26:47,607 İnsan, bedenine ve ruhuna bağlıdır. 406 00:26:47,689 --> 00:26:50,529 Her şeyden ümit kesildiğinde ondan yardım alır. 407 00:26:51,067 --> 00:26:53,817 Bayard Rustin'in adını hiç duymamışsınızdır. 408 00:26:53,903 --> 00:26:55,953 Bayard Rustin, Dr. King'le çalıştı 409 00:26:56,031 --> 00:27:00,331 ve onu pasif direniş fikriyle tanıştıran da ta kendisiydi. 410 00:27:00,869 --> 00:27:02,499 Peki adını niye bilmiyoruz? 411 00:27:03,663 --> 00:27:05,753 Çünkü eş cinselliğin akıl hastalığı 412 00:27:05,832 --> 00:27:10,382 ve suç sayıldığı bir dönemde eş cinsel olduğunu gizlemeyen biriydi. 413 00:27:10,462 --> 00:27:14,262 Bütün hayatını adadığı bir hareketin dışına itilmişti. 414 00:27:14,341 --> 00:27:18,971 Bayard şöyle demişti: "Her topluma iyilik timsali baş belaları lazımdır. 415 00:27:19,054 --> 00:27:23,894 Tek silahımız bedenlerimiz ve onları çarkların sıkışacağı yerlere sokmalıyız." 416 00:27:26,353 --> 00:27:29,063 Bayard Rustin iyilik timsali bir baş belasıydı. 417 00:27:31,149 --> 00:27:36,239 1963, bütün ülke ve bütün dünya için çok önemli bir yıldır. 418 00:27:36,321 --> 00:27:39,281 Bu dönemde haddini aştığı ve acele ettiği için 419 00:27:39,366 --> 00:27:42,236 King'e büyük bir direnç gösterilmeye başlar. 420 00:27:42,327 --> 00:27:45,117 Özgürlük Bildirgesi'nin 100 yıl sonrasında 421 00:27:45,205 --> 00:27:48,455 haddini aştığı ve acele ettiğinin düşünülmesi 422 00:27:48,541 --> 00:27:51,801 onun yönünü şaşırmasına neden oldu. 423 00:27:51,878 --> 00:27:55,378 Hareket'i doğru yola sokmak için 424 00:27:55,465 --> 00:27:58,715 federal hükûmetin eyleme geçmesini sağlamalıdır. 425 00:27:58,802 --> 00:28:03,682 Kennedy'nin tepki vermesini gerektiren bir durum yaratmak ister. 426 00:28:03,765 --> 00:28:08,185 Ayrışmanın en güçlü olduğu yere giderek bir kriz çıkarmak ister. 427 00:28:09,354 --> 00:28:12,074 SİZİN BIRMINGHAM POLİS DEPARTMANINIZ 428 00:28:12,649 --> 00:28:16,359 City of Birmingham, vatandaşları için çeşitli alanlarda çalışır. 429 00:28:16,444 --> 00:28:19,454 Birmingham Polisi'nin eline kimse su dökemez. 430 00:28:19,531 --> 00:28:23,581 Bull Connor'ın polis gücü çok acımasız olmasıyla ünlüydü. 431 00:28:23,660 --> 00:28:28,750 Köpek, vazifesi ve komutu sona erene dek durmayacak. 432 00:28:28,832 --> 00:28:32,422 Ağustos ayında yerlerde sürüklenerek hapse tıkıldım. 433 00:28:33,044 --> 00:28:36,384 Çok sert davrandıkları için elbisem yırtıldı. 434 00:28:36,464 --> 00:28:41,264 Birmingham'a Amerika'nın Johannesburg'u deniyordu. 435 00:28:41,344 --> 00:28:43,934 Beyaz ile Zenci ayrı tutulmak zorundadır! 436 00:28:44,013 --> 00:28:47,353 Kolluk kuvvetlerini rahat bırakın da işlerini yapsınlar. 437 00:28:47,434 --> 00:28:51,524 Siyahlar şehir merkezindeki dükkânlarda iş bulamıyordu. 438 00:28:51,604 --> 00:28:54,984 Siyahlar şiddete çok sık maruz kalıyordu. 439 00:28:55,066 --> 00:28:57,686 Bana kalırsa Birmingham'da hayat cehennemdir. 440 00:29:01,364 --> 00:29:04,374 Beyaz Güneylilere göre çizgiyi aşan tüm Siyahlara, 441 00:29:04,451 --> 00:29:08,581 Siyah ailelere, Siyah aktivistlere dinamit saldırıları yapılıyordu. 442 00:29:08,663 --> 00:29:14,043 Bu yüzden Birmingham'a "Bombing-ham" deniyordu. 443 00:29:16,755 --> 00:29:21,755 "En eski çocukluk anılarımın arasında dinamit patlamalarının sesi var. 444 00:29:22,260 --> 00:29:25,310 Terörizm, tarihimizin bir parçası. 445 00:29:25,847 --> 00:29:27,967 Bize yabancı bir şey değil." 446 00:29:28,558 --> 00:29:29,728 Bull Connor 447 00:29:30,769 --> 00:29:34,109 sık sık radyoya çıkıp şöyle açıklamalar yapardı: 448 00:29:35,064 --> 00:29:39,784 "Zenciler Beyaz bir mahalleye taşındı. Bu gece kan dökülmesini beklesek yeridir." 449 00:29:39,861 --> 00:29:42,241 Ve hakikaten de kan dökülürdü. 450 00:29:45,408 --> 00:29:49,288 Siyahi topluluklar ülke içi terörizme çok aşinadır. 451 00:29:51,456 --> 00:29:54,326 Geçmişten beri değişim için baskı yaptığımızda 452 00:29:54,918 --> 00:29:56,628 şiddetle karşılık verildi. 453 00:30:02,383 --> 00:30:05,223 En net olarak Bombing-ham'de görülürdü bu. 454 00:30:07,180 --> 00:30:10,100 KKK, medeni hak toplantıları düzenliyorlar diye 455 00:30:10,183 --> 00:30:13,813 Siyahları korkutmak için evleri ve kiliseleri bombalardı. 456 00:30:15,313 --> 00:30:17,073 Onları ne bir devlet kurumu, 457 00:30:17,148 --> 00:30:21,358 ne polis, ne ordu ne de Ulusal Muhafızlar durdururdu. 458 00:30:21,986 --> 00:30:26,616 Hiçbir şey teröristleri, onlara göz yuman bir hukuk sisteminden çok teşvik edemez. 459 00:30:29,744 --> 00:30:33,374 "Birmingham, en uç bütünleşme karşıtı direnişin sembolüdür. 460 00:30:33,915 --> 00:30:36,625 Birmingham'da çığır açabilirsek 461 00:30:36,709 --> 00:30:39,589 ve ayrışma duvarlarını gerçekten yıkabilirsek 462 00:30:40,338 --> 00:30:42,718 bütünleşmeye daha fazla direnemeyeceği 463 00:30:43,341 --> 00:30:45,801 bütün Güney'e gösterilmiş olur." 464 00:30:46,302 --> 00:30:49,012 BIRMINGHAM'A HOŞ GELDİNİZ 465 00:30:51,015 --> 00:30:51,845 Devam edin. 466 00:30:51,933 --> 00:30:54,233 Birmingham'daki protestolarda 467 00:30:54,310 --> 00:30:58,110 Bull Connor insanları tutuklatıyor, hapse attırıyordu 468 00:30:58,189 --> 00:31:02,029 ama protestolar, mesajı John Kennedy'e ulaştıracak ilgiyi 469 00:31:02,110 --> 00:31:04,570 toplumda uyandıramıyordu. 470 00:31:05,154 --> 00:31:09,914 Neredeyse çaresizlikten hapse girmesi gerektiğine karar verir. 471 00:31:11,327 --> 00:31:12,497 En önde yürür, 472 00:31:13,746 --> 00:31:14,786 tutuklanır 473 00:31:16,040 --> 00:31:22,960 ve o anda Birmingham kampanyasının başarılı olamayacağı endişesine kapılır. 474 00:31:25,466 --> 00:31:26,426 YÜRÜYÜŞ HAPİSTE BİTTİ 475 00:31:26,509 --> 00:31:31,759 Beyaz din liderlerinin kampanyaya verdiği bir tepkiyi okur 476 00:31:31,848 --> 00:31:34,018 ve çok üzülür. 477 00:31:34,100 --> 00:31:40,020 Destekçilerinin arasında dinî liderlerin de olacağını düşünmüştür. 478 00:31:40,607 --> 00:31:43,187 "Hem Beyaz hem de Zenci vatandaşlarımızı 479 00:31:43,276 --> 00:31:47,276 asayişi bozmadan sağduyuyla hareket etmeye davet ediyoruz. 480 00:31:47,947 --> 00:31:53,577 Ümitlerinin gerçekleştirilmesinin ağırdan alındığını düşünen insanların 481 00:31:53,661 --> 00:31:58,371 sabırsızlığını doğal, fakat bu gösterileri akılsızca ve vakitsiz buluyoruz. 482 00:31:59,417 --> 00:32:04,547 Din adamları bu mektubun büyük bir tepkiyle karşılaşacağını düşünmez. 483 00:32:05,340 --> 00:32:10,350 Ama bir hapishanede kaleme alınmış, adalet talep eden, 484 00:32:10,428 --> 00:32:12,718 simge niteliğinde bir mesaj alırlar. 485 00:32:14,265 --> 00:32:15,885 "Sevgili din adamları, 486 00:32:16,893 --> 00:32:21,403 tutuklu bulunduğum Birmingham City Cezaevinde, söz konusu faaliyetlerimi 487 00:32:21,481 --> 00:32:25,531 akılsızca ve vakitsiz addeden son demecinize rast geldim." 488 00:32:28,655 --> 00:32:33,235 Tuvalet kâğıtlarının üzerine, gazetelerin kenarlarına yazmaya başladı. 489 00:32:35,453 --> 00:32:39,873 Gardiyan ona mektubunu yazacağı bir kâğıt vermemişti. 490 00:32:41,918 --> 00:32:45,758 Açıp bakabileceği bir kitap yoktu. Hafızasına güvenmek zorundaydı. 491 00:32:50,843 --> 00:32:54,143 "'Bekle' sözcüğünü yıllardır duyuyorum. 492 00:33:03,231 --> 00:33:07,191 Her Zenci için keskin bir aşinalık taşıyan bir sözcük bu. 493 00:33:10,697 --> 00:33:12,567 Adınız 'Zenci' olunca 494 00:33:12,657 --> 00:33:18,287 yaşınız kaç olursa olsun göbek adınız 'oğlan' olur, soyadınız ise 'John'. 495 00:33:18,371 --> 00:33:22,961 Karınıza ve annenize de 'hanımefendi' unvanı asla verilmez. 496 00:33:23,042 --> 00:33:29,012 Beklemenin bize neden zor geldiğini ancak o zaman anlarsınız. 497 00:33:35,179 --> 00:33:36,309 Şu 'bekle' sözcüğü… 498 00:33:39,392 --> 00:33:41,812 …neredeyse her zaman 'asla' demekti." 499 00:33:43,271 --> 00:33:49,571 Zenciler, tam bütünleşmeden daha hafif olan koşulları 500 00:33:49,652 --> 00:33:51,952 konuşmayı beceremiyorlar. 501 00:33:52,739 --> 00:33:57,789 Dr. King "ılımlı Beyaz" tehlikesinden de aynı mektupta söz eder. 502 00:33:57,869 --> 00:34:02,329 Ilımlı Beyaz'ın aslında Ku Klux Klan'dan daha tehlikeli olduğunu söyler 503 00:34:02,415 --> 00:34:06,955 çünkü ılımlı Beyaz, size beklemenizi söyleyen kişi olmayı ister. 504 00:34:07,045 --> 00:34:12,925 Kademeli yaklaşım an itibarıyla rafa kaldırılmış bulunuyor. 505 00:34:13,009 --> 00:34:15,469 Bir durumun içerisindeyiz. Farkındayız. 506 00:34:16,012 --> 00:34:17,852 Fazla hızlı gelişti. 507 00:34:18,389 --> 00:34:23,189 Beyaz liberaller "bekle" sözcüğüne bayılır çünkü "hayır" deyince ırkçı olursunuz. 508 00:34:23,686 --> 00:34:28,436 "Bekle." deyince sabırlı, akılcı ve düşünceli olursunuz. 509 00:34:32,445 --> 00:34:35,735 Bence o mektubu Başkan Kennedy'e 510 00:34:36,324 --> 00:34:40,244 ve haklarına sahip olmayan insanlardan beklemelerini istemeyi 511 00:34:40,328 --> 00:34:43,078 ahlaki açıdan doğru bulan herkese yazıyor. 512 00:34:45,750 --> 00:34:50,300 "Zenci liderlerle, Martin Luther King'le ve diğerleriyle bu hafta görüşüp 513 00:34:50,379 --> 00:34:55,679 atmaya çalıştığımız adımlar hakkında konuşmamız gerektiğini düşünüyoruz." 514 00:34:55,760 --> 00:34:58,890 "Sorun şu ki herkes King'i bizim adamımız sanıyor. 515 00:34:58,971 --> 00:35:03,391 Her yaptığını bizden biliyorlar. O yüzden gözümüz üstünde olmalı. 516 00:35:03,476 --> 00:35:05,646 King bu sıralar çok sakıncalı. 517 00:35:05,728 --> 00:35:10,018 Güneyli vali, belediye başkanı veya iş adamlarını öne almak isterim." 518 00:35:10,525 --> 00:35:15,735 Siyasetçi olduğu için siyasi gücünü korumanın derdinde. 519 00:35:16,239 --> 00:35:19,579 Ayrıca ılımlı Beyaz'lar arasında en sözü geçen kişi odur 520 00:35:19,659 --> 00:35:24,119 ve şayet King'in yaptığının doğru olduğuna ikna edilebilirse 521 00:35:24,205 --> 00:35:27,705 King inanılmaz bir zafer elde etmiş olacaktır. 522 00:35:29,919 --> 00:35:34,049 King'in mektubu etkilidir. King eylem talep etmektedir. 523 00:35:34,674 --> 00:35:38,894 Ve sözlerini yeni bir radikal stratejiyle destekleyecektir. 524 00:35:39,387 --> 00:35:42,967 Başkan'ın bile göz ardı edemeyeceği bir stratejidir bu. 525 00:35:48,104 --> 00:35:51,404 "Cesur bir çocuk değildim. Hiç kavgaya karışmazdım. 526 00:35:51,482 --> 00:35:56,072 Sadece matematik problemlerine girişirdim. Yani mesele cesaret değildi. 527 00:35:56,571 --> 00:35:59,321 Mesele, daha iyi bir günün hayalini kurmaktı." 528 00:36:00,032 --> 00:36:05,662 O sıralar gösterilere katılmak isteyen gençler vardır. 529 00:36:06,539 --> 00:36:07,919 Çocuklardır. 530 00:36:07,999 --> 00:36:12,959 Bence normal şartlarda King bu stratejiyi çok tehlikeli bulurdu. 531 00:36:13,087 --> 00:36:16,667 Ya biri ciddi şekilde yaralanırsa? İçlerinden biri ölebilir. 532 00:36:17,258 --> 00:36:20,388 Ama bu, onun o sıradaki çaresizliğini gösteriyordu. 533 00:36:20,469 --> 00:36:24,309 Sadece kendisi için değil o gençler için de 534 00:36:24,390 --> 00:36:26,310 bir zafer kazanması gerekiyordu. 535 00:36:26,392 --> 00:36:31,192 Çocukların Seferi 2 Mayıs 1963'te başladı. 536 00:36:31,272 --> 00:36:34,152 Henüz yedi yaşında olan çocuklar vardı. 537 00:36:34,233 --> 00:36:35,993 Yüzlerce çocuk tutuklandı. 538 00:36:36,068 --> 00:36:41,618 Her sabah onları okula bırakan otobüslerle şimdi hapse götürülüyorlardı. 539 00:36:42,450 --> 00:36:47,620 Tehlikeye rağmen pasif direniş uygulamaya karar verdiler. 540 00:36:47,705 --> 00:36:51,325 Risklerin farkındaydılar ve buna değeceğine karar verdiler. 541 00:36:52,168 --> 00:36:55,088 Çocuklar kiliselerden çıkıp sokaklarda yürüdüler. 542 00:36:55,171 --> 00:36:56,591 Çok da neşeliydiler. 543 00:36:56,672 --> 00:36:58,802 Bu, Connor'ın hiç hoşuna gitmedi. 544 00:36:59,383 --> 00:37:04,223 Çocukları, kurtulmak istediği haşereler olarak gördü. 545 00:37:10,269 --> 00:37:15,729 Bull Connor av başlatmaya, yangın hortumlarını çıkarmaya karar verdi. 546 00:37:22,031 --> 00:37:23,781 Gençler ve çocuklar. 547 00:37:25,201 --> 00:37:30,001 Hortumlarla sıkılan suyun tazyikiyle yollarda sürüklenen yamrulmuş bedenler. 548 00:37:33,751 --> 00:37:37,001 Martin Luther King bir halkla ilişkiler ustasıydı 549 00:37:37,088 --> 00:37:40,128 ve biliyordu ki Beyazların şiddetine karşı 550 00:37:41,884 --> 00:37:43,974 Siyahların pasif direnişi… 551 00:37:49,100 --> 00:37:54,900 …Amerika'da çok sayıda Beyaz insanı aynaya bakmaya itecekti. 552 00:38:03,531 --> 00:38:09,121 Martin ve arkadaşlarının uyandırmak istediği tepki tam da buydu. 553 00:38:13,040 --> 00:38:14,500 Bütün dünya sarsıldı. 554 00:38:16,544 --> 00:38:20,424 Bu, ABD için tam bir utanç kaynağıydı. 555 00:38:21,007 --> 00:38:25,047 14. Değişiklik'le amaçlanan kesinlikle bu olamaz. 556 00:38:25,636 --> 00:38:28,256 Amerikan Rüyası kesinlikle bu olamaz. 557 00:38:28,973 --> 00:38:32,313 Ortadaki manzara, Amerika'yı kimin kurtarmaya çalıştığı, 558 00:38:32,393 --> 00:38:35,103 14. Değişikliğe kimin anlam katmaya çalıştığı 559 00:38:35,187 --> 00:38:38,107 ve yola kimin taş koyduğu hakkında 560 00:38:39,150 --> 00:38:41,030 çok önemli bir şey anlatıyordu. 561 00:38:42,111 --> 00:38:44,411 Dünya çapında gazetelerin ön sayfaları 562 00:38:44,488 --> 00:38:49,738 polisin gençlere ve çocuklara saldırma görüntüleriyle doluydu. 563 00:38:50,244 --> 00:38:54,214 Bu, Soğuk Savaş ideolojisini gülünç bir hâle getirdi. 564 00:38:54,290 --> 00:38:57,420 Sovyetler'e kıyasla özgür bir ulusuz, diyorduk 565 00:38:57,501 --> 00:39:02,841 ama gerçek özgürlük talep eden insanlar polisin saldırısına uğruyordu. 566 00:39:02,923 --> 00:39:08,513 Amerikan Rüyası'nı gerçekleştirme gücünü elinde tutan kişi 567 00:39:08,596 --> 00:39:10,926 hasbelkader Beyaz bir insan. 568 00:39:11,474 --> 00:39:14,734 Kennedy yönetimi sokaklarda olup biteni izledi 569 00:39:14,810 --> 00:39:19,570 ve Amerika'daki gerçek ırk bölünmesine yeterince dikkat etmediğini fark etti. 570 00:39:19,648 --> 00:39:24,818 İnsanlar Beyaz Saray'daki Başkan'a ulaşıp bunun çok çirkin olduğunu söyledi. 571 00:39:25,654 --> 00:39:28,954 O protestolardan önce Amerikalıların sadece yüzde beşi 572 00:39:29,033 --> 00:39:33,333 medeni hakların ABD'nin en önemli iç sorunu olduğunu düşünüyordu. 573 00:39:33,913 --> 00:39:39,093 Protestolardan sonra bu oran yüzde 50'ye çıktı. 574 00:39:40,419 --> 00:39:44,919 ABD'nin en etkili seslerinden Dr. Martin Luther King'i davet ediyorum. 575 00:39:51,263 --> 00:39:55,683 Bir araç olarak televizyon, King'in stratejisinde büyük rol oynadı. 576 00:39:56,227 --> 00:40:02,227 İnsanların canları pahasına makaleler, konuşmalar, gazeteler yayımladığını 577 00:40:02,316 --> 00:40:04,566 ve mesaj vermenin zorluklarını gördük. 578 00:40:05,152 --> 00:40:09,572 Ama artık Amerikalılar ilk defa, salonlarında oturarak bu mesajı 579 00:40:09,657 --> 00:40:11,367 dakikasında alıyorlardı. 580 00:40:11,450 --> 00:40:15,750 Hiçbir toplumsal devrim her aşamasında düzgün ve düzenli olamaz. 581 00:40:15,830 --> 00:40:19,170 Gece haberlerinde Siyah Amerikalılara yapılanları görür, 582 00:40:19,250 --> 00:40:23,630 ülkedeki adaletsizliğe tanık olur ve bunun bitmesi gerektiğini anlarlar. 583 00:40:24,171 --> 00:40:26,721 Ve Alabama Valisi George Wallace dışında 584 00:40:26,799 --> 00:40:29,719 hiç kimse bu adaletsizliği tasvip etmemektedir. 585 00:40:30,302 --> 00:40:35,392 Alabama Üniversitesinin Tuscaloosa kampüsü eyalet polisinin koruması altında. 586 00:40:35,474 --> 00:40:38,814 Eyaletin son Beyaz üniversitesinde bütünleşmeyi önlemek için 587 00:40:38,894 --> 00:40:42,734 Wallace kapıda bizzat dikileceğine dair söz vermişti. 588 00:40:43,315 --> 00:40:46,395 George Wallace'ın Siyahların Alabama Üniversitesine 589 00:40:46,485 --> 00:40:50,105 girmesine izin vermesi yönünde bir mahkeme emri vardı. 590 00:40:51,031 --> 00:40:53,951 George Wallace emre karşı koymaya kararlıydı. 591 00:40:54,034 --> 00:40:58,584 Wallace, buna karşı koymak için tüm imkânlarını kullanacağını 592 00:40:59,248 --> 00:41:02,748 Kennedy'e ve federal hükûmete açıkça belirtmek ister. 593 00:41:02,835 --> 00:41:05,125 Orta yolun bulunması gerekecektir. 594 00:41:11,177 --> 00:41:13,927 Alabama Eyaleti'nin valisi ve başkanı olarak 595 00:41:14,013 --> 00:41:17,983 Bu eyaletin haklarını, egemenliğini ve halkını temsil etmek üzere 596 00:41:18,476 --> 00:41:21,596 huzurunuzda bulunmayı yükümlülüğüm ve görevim sayıyor, 597 00:41:21,687 --> 00:41:27,107 bu sebeple merkezî yönetimin bu hukuk dışı ve uygunsuz eylemini kınıyor 598 00:41:27,193 --> 00:41:28,573 ve menediyorum. 599 00:41:29,361 --> 00:41:32,361 Wallace, Amerika'nın tüm ilkelerini reddediyordu. 600 00:41:32,448 --> 00:41:36,538 Siyah öğrencilerin 14. Değişiklik'le güvence altına alınan 601 00:41:36,619 --> 00:41:41,999 ve istedikleri okula gitmelerini sağlayan eşit koruma hakkını reddediyordu. 602 00:41:43,709 --> 00:41:45,749 "Sadece gergin bir gün değildi. 603 00:41:45,836 --> 00:41:47,546 Tehlike dolu bir gündü. 604 00:41:47,630 --> 00:41:49,630 Kimse ne olacağını kestiremiyordu. 605 00:41:50,299 --> 00:41:54,219 İçeri sızmam veya arka kapıdan girmem gerektiğini düşünmedim. 606 00:41:54,303 --> 00:41:56,393 Madem Wallace kapıda dikiliyordu, 607 00:41:56,472 --> 00:42:00,272 onun karşısına çıkıp o okula girmek sonuna kadar hakkımdı." 608 00:42:03,229 --> 00:42:07,649 Kennedy o sırada kendisini Medeni Haklar Hareketi'yle 609 00:42:07,733 --> 00:42:09,903 hâlâ özdeşleştirmiş değildi. 610 00:42:09,985 --> 00:42:15,565 Bir devlet yetkilisinin Siyahlara var gücüyle kısıtlama uyguladığını görünce 611 00:42:15,658 --> 00:42:20,038 federal hükûmetin müdahale etmesi gerektiğine ikna oldu. 612 00:42:20,120 --> 00:42:24,250 Bence Kennedy o anda Wallace'ın haddini aştığını anlıyor. 613 00:42:24,333 --> 00:42:27,963 Ulusal Muhafız birlikleri öğleden sonra olay yerine geldi. 614 00:42:28,045 --> 00:42:31,755 Başkan Kennedy, Alabama Ulusal Muhafızları'nı 615 00:42:31,840 --> 00:42:35,720 Alabama Üniversitesini bütünleşmeye zorlamaya çağırır. 616 00:42:35,803 --> 00:42:40,643 Şu anda General, federal hükûmetin temsilcisi olarak valinin karşısında. 617 00:42:43,561 --> 00:42:45,401 Wallace yenildiğini biliyordu. 618 00:42:47,439 --> 00:42:49,649 Federal hükûmet galebe çalacaktı. 619 00:42:50,442 --> 00:42:54,242 Akabinde bu anda Alabama Valisi George Wallace 620 00:42:54,822 --> 00:42:57,282 okul binası kapısından uzaklaştı. 621 00:42:59,285 --> 00:43:00,825 Pes etti, çekti gitti. 622 00:43:04,373 --> 00:43:06,503 Ve iki öğrenci kaydettirildi. 623 00:43:19,263 --> 00:43:22,683 Kennedy karar verdi, o gece televizyona çıkmalıydı. 624 00:43:24,893 --> 00:43:29,863 Bir aydınlanma yaşadı. O anda harekete geçmesi gerektiğini fark etti. 625 00:43:30,608 --> 00:43:35,028 Şimdi ABD Başkanı Washington'dan naklen bir konuşma yapacak. 626 00:43:37,364 --> 00:43:39,284 İyi akşamlar sevgili yurttaşlar. 627 00:43:39,783 --> 00:43:43,543 "Bu ulus, farklı birçok ulus ve uyruktan insanlarca kuruldu. 628 00:43:43,621 --> 00:43:47,171 Her insanın eşit yaratıldığı ilkesi temel alınarak kuruldu." 629 00:43:47,916 --> 00:43:49,206 O konuşmayı, 630 00:43:49,293 --> 00:43:53,673 Lincoln'ın İç Savaş'ın ahlaki boyutu konusundaki tepkisini düşünerek 631 00:43:53,756 --> 00:43:55,716 ele alıyorum. 632 00:43:55,799 --> 00:43:59,889 Bana göre iki durumda da, olup bitenlerin ahlaki sonuçlarıyla 633 00:43:59,970 --> 00:44:03,600 yüzleşmeye karşı koysa da dünyaya ayak uydurması gerektiğini 634 00:44:03,682 --> 00:44:08,022 nihayet kabul eden iki başkandan söz ediyoruz. 635 00:44:08,854 --> 00:44:13,074 "Başkan Lincoln köleleri özgür bırakalı 100 yıl oldu 636 00:44:13,150 --> 00:44:17,400 ama onların mirasçıları, onların torunları tam anlamıyla özgür değil." 637 00:44:19,948 --> 00:44:22,488 Adaletsizlik zincirlerini daha kıramadılar. 638 00:44:23,327 --> 00:44:27,827 Toplumsal ve ekonomik baskıdan kurtulamadılar. 639 00:44:28,415 --> 00:44:30,995 Büyük ümitlerimiz olsa da bu ulus 640 00:44:31,543 --> 00:44:35,383 tüm vatandaşları özgür olana dek tamamen özgür olmayacaktır. 641 00:44:37,007 --> 00:44:40,717 Sevgili Amerikalılar, bu sorun hepimizin sorunudur. 642 00:44:40,803 --> 00:44:43,313 "Sevgili Amerikalılar" ifadesini 643 00:44:43,389 --> 00:44:47,389 sanki vaaz veriyormuş gibi tekrarlayıp durması, 644 00:44:47,476 --> 00:44:52,516 King'in en baştan beri 14. Değişikliğe atıfta bulunmasının bir sonucu. 645 00:44:52,606 --> 00:44:55,526 Kennedy, ayrıcalıklı insanları 646 00:44:55,609 --> 00:45:00,069 koyu tenli insanların insanlığını ve vatandaşlığını tanımaya çağırdı. 647 00:45:00,155 --> 00:45:02,775 "Onlara, size davranılmasını istediğiniz gibi davranalım." 648 00:45:02,866 --> 00:45:07,956 "Ten renginin değişmesini ve onun yerine geçmeyi hangimiz isterdi? 649 00:45:08,622 --> 00:45:13,462 O zaman sabır ve erteleme nasihatleri hangimizi memnun ederdi? 650 00:45:14,044 --> 00:45:17,594 Siyahların başına gelen her şey göz önüne alındığında, 651 00:45:17,673 --> 00:45:20,843 artık beklemekten vazgeçmenin zamanı gelmiştir. 652 00:45:20,926 --> 00:45:24,426 Bu sebeple Kongre'den yasayı çıkarmasını istiyorum. 653 00:45:24,513 --> 00:45:28,183 Özgürlük Bildirgesi'nin yıl dönümünde 654 00:45:28,267 --> 00:45:32,057 medeni haklar yasa tasarısını duyurmasını isteyen Martin'i 655 00:45:32,146 --> 00:45:36,146 geri çevirmişti ama bu kez nihayet o isteği yerine getiriyordu. 656 00:45:36,650 --> 00:45:41,860 Bence Lincoln'dan beri bir ABD başkanının yaptığı en esaslı konuşmalardan biridir. 657 00:45:41,947 --> 00:45:45,697 "Artık bu ulusun verdiği sözü tutmasının zamanı geldi." 658 00:45:52,499 --> 00:45:55,629 Bence King konuşmayı duyduğunda şaşırmıştır 659 00:45:55,711 --> 00:45:59,801 çünkü bu, Güney'deki Hareket'in 660 00:45:59,882 --> 00:46:03,182 Kennedy'i yapmaya zorladığı bir şeydi bu. 661 00:46:03,844 --> 00:46:07,104 Bu sebeple, tüm Amerikalılara halka açık tesislerde 662 00:46:07,806 --> 00:46:12,016 hizmet alma hakkı verilmesini Kongre'den rica ediyorum. 663 00:46:12,102 --> 00:46:17,782 Bunlar otel, restoran, sinema salonu, perakendeci ve benzeri kurumlardır. 664 00:46:17,858 --> 00:46:19,818 Bana göre bu, temel bir haktır. 665 00:46:20,360 --> 00:46:24,620 Kennedy, 14. Değişiklik'ten yararlanarak Medeni Haklar yasa tasarısında 666 00:46:24,698 --> 00:46:29,448 halka açık tesislere eşit erişim olanağı sağlayan bir yasayı geçirdi. 667 00:46:29,536 --> 00:46:34,706 Nerede yaşarsa yaşasın her Amerikalı umarım dönüp vicdanına bakar. 668 00:46:34,792 --> 00:46:40,842 Medeni haklar reformu ihtiyacını ilk defa ahlaki bir mesele olarak sunar. 669 00:46:43,217 --> 00:46:48,177 King, Kennedy yönetimini harekete geçirme hedefine ulaştı. 670 00:47:01,068 --> 00:47:02,688 WASHINGTON YÜRÜYÜŞÜ, 1963 671 00:47:02,778 --> 00:47:06,368 Rüzgâr arkaya alınmıştır ve dümende King vardır. 672 00:47:06,448 --> 00:47:11,788 Şikago'da, San Francisco Körfez Bölgesi'nde gösteriler vardır. 673 00:47:11,870 --> 00:47:14,460 New York'ta sürmekte olan gösteriler vardır. 674 00:47:14,540 --> 00:47:16,710 Washington'daki yürüyüş zirveydi. 675 00:47:19,920 --> 00:47:22,130 Daha 19 yaşındaydım 676 00:47:22,214 --> 00:47:24,974 ve yürüyüşte yer almak istediğime karar verdim. 677 00:47:25,050 --> 00:47:28,300 Siyah nüfusu düşük bir New Mexico kasabasında büyümüştüm 678 00:47:28,387 --> 00:47:31,927 ve birden bire hiç görmediğim kadar çok Siyah insan gördüm. 679 00:47:32,015 --> 00:47:35,015 Bunun çok özel bir şey olduğunu sahiden hissettim. 680 00:47:35,644 --> 00:47:39,774 Washington'daki Yürüyüş'te yaptığı konuşmayı dinleyenlerin çoğu, 681 00:47:39,857 --> 00:47:46,107 Martin'in çocuklarının büyüdüğü ortamdan ve herkesin "ten rengiyle değil, 682 00:47:46,196 --> 00:47:50,326 karakteriyle" bilinmesini istememiz falan bahsettiğini sanmış 683 00:47:50,409 --> 00:47:54,539 ama muhtemelen konuşmanın ilk kısmını kaçırmıştır. 684 00:47:58,709 --> 00:48:01,589 Bundan 100 yıl önce… 685 00:48:04,006 --> 00:48:08,886 …simge niteliğindeki gölgesi bugün üzerimize düşen büyük Amerikalı, 686 00:48:09,636 --> 00:48:13,176 Özgürlük Bildirgesi'ni imzaladı. 687 00:48:14,308 --> 00:48:21,108 Fakat aradan 100 yıl geçmesine rağmen Zenci hâlâ özgür değil. 688 00:48:22,274 --> 00:48:23,654 Yürüyüş'tekilerin çoğu gibi 689 00:48:23,734 --> 00:48:27,864 ben de konuyu medeni haklar teklifinin yasalaşmasından ibaret sandım. 690 00:48:27,946 --> 00:48:31,366 Ama King "Mesele bundan çok daha fazlası." diyordu. 691 00:48:32,910 --> 00:48:36,710 "Amerika Zencilere karşılıksız bir çek vermiştir. 692 00:48:37,247 --> 00:48:41,127 Üzerinde 'yetersiz fon' yazan bir çektir bu." 693 00:48:42,085 --> 00:48:46,415 Ama biz adalet bankasının iflas ettiğine inanmayı reddediyoruz. 694 00:48:47,132 --> 00:48:52,932 Özgürlük Bildirgesi vaadinin gerçekleştirilmesini bekliyoruz. 695 00:48:53,013 --> 00:48:56,223 14. Değişikliğin gerçekleştirilmesini bekliyoruz. 696 00:48:56,308 --> 00:48:59,478 100 yıllık sabır yeter de artar. 697 00:48:59,561 --> 00:49:01,101 EŞİT HAKLARIMIZI ŞİMDİ İSTİYORUZ! 698 00:49:02,439 --> 00:49:07,439 "Demokrasi vaatlerini gerçekleştirmenin zamanı geldi." 699 00:49:07,527 --> 00:49:12,117 "Bekleyemez misiniz?" veya "Önünde sonunda işler değişecek." diyeceklerdir. 700 00:49:12,199 --> 00:49:13,329 Bekleyemezsiniz. 701 00:49:13,408 --> 00:49:15,868 Esas olan "Şu anın aciliyeti"dir. 702 00:49:15,953 --> 00:49:17,503 BEKLEYEMEYİZ 703 00:49:17,579 --> 00:49:18,709 BEKLEMEYECEĞİZ 704 00:49:21,166 --> 00:49:22,536 Zamanı geldi. 705 00:49:23,543 --> 00:49:27,423 Dr. King daha fazla dayanamayacağımızı anlamıştı. 706 00:49:27,506 --> 00:49:31,006 Sabırlı ve sessiz olma zamanı geride kalmıştı. 707 00:49:31,093 --> 00:49:32,553 Zamanı geldi. 708 00:49:34,638 --> 00:49:38,638 "Bekle" neredeyse her zaman "asla" demektir.  Neredeyse her zaman. 709 00:49:38,725 --> 00:49:42,265 O "bekle"yi bir "bekle" daha izler, sonra bir "bekle" daha… 710 00:49:42,354 --> 00:49:47,364 En sonunda da uğruna mücadele ettiğiniz haklarınızı göremeden ölür gidersiniz. 711 00:49:47,442 --> 00:49:48,942 Zamanı geldi. 712 00:49:50,112 --> 00:49:55,532 Hemen gerçek değişimde ısrar edişiyle radikaldi. 713 00:49:55,617 --> 00:49:59,497 "Ulusun, şu anın aciliyetini görmezden gelmesi ölümcül olacaktır." 714 00:50:04,876 --> 00:50:08,256 Hukuk önünde eşit koruma vaadiydi. 715 00:50:08,338 --> 00:50:11,338 Tam da 14. Değişikliğin 716 00:50:11,425 --> 00:50:13,545 devreye soktuğu şeyi 717 00:50:13,635 --> 00:50:19,055 almak için yapılması gereklerin vaadiydi. 718 00:50:19,641 --> 00:50:22,021 Bunlar zaten var olan haklardı. 719 00:50:22,102 --> 00:50:24,312 Yeni bir şey istenmiyordu. 720 00:50:24,396 --> 00:50:26,226 İltimas istenmiyordu. 721 00:50:26,314 --> 00:50:28,484 Yeni Amerikan toplumunun 722 00:50:28,567 --> 00:50:33,357 temellerinin atılmasına yönelik vaadi yerine getirilmesi isteniyordu. 723 00:50:39,411 --> 00:50:42,711 Dr. King "Dinlenmeyeceksiniz. Ben dinlenmiyorum." dedi. 724 00:50:42,789 --> 00:50:44,369 "Hiçbirimiz uyumayacağız. 725 00:50:44,458 --> 00:50:47,088 Bu iş çözülene dek hiçbirimiz uyumayacağız." 726 00:50:47,919 --> 00:50:50,009 Beklemek çocuklarımı tehlikeye atıyor, 727 00:50:51,339 --> 00:50:53,129 ailemi tehlikeye atıyor, 728 00:50:54,718 --> 00:50:56,508 toplumumu tehlikeye atıyor, 729 00:50:57,929 --> 00:50:59,769 işimi tehlikeye atıyor, 730 00:51:00,265 --> 00:51:04,055 yaşam nefesini soluma kabiliyetimi tehlikeye atıyor. 731 00:51:04,144 --> 00:51:06,154 Benim bekleyecek vaktim yok. 732 00:51:12,944 --> 00:51:16,954 "Medeni Haklar Hareketi'nin bulduğu bu yeni güç yitirilmeyecek. 733 00:51:20,243 --> 00:51:23,753 Doğru bildiklerimizi bizzat görebilmek için acı çekmeye, 734 00:51:23,830 --> 00:51:26,330 hatta canımızı ortaya koymaya hazırız. 735 00:51:27,501 --> 00:51:29,041 Ucunda hapis olabilir. 736 00:51:29,795 --> 00:51:32,255 Ucunda fiziksel ölüm bile olabilir. 737 00:51:36,134 --> 00:51:39,894 Ama birinin, çocuklarını ruhun ebedi ölümünden kurtarmak için 738 00:51:39,971 --> 00:51:42,181 ödemesi gereken bedel fiziksel ölümse 739 00:51:42,974 --> 00:51:45,194 bundan daha büyük kefaret olamaz." 740 00:51:47,938 --> 00:51:50,568 Martin Luther King 20 dakika önce vefat etti. 741 00:51:55,278 --> 00:51:58,658 "Zenciler sahip oldukları gücün boyutunu gördüler 742 00:51:58,740 --> 00:52:01,540 ve onu tekrar tekrar serbest bırakacaklar. 743 00:52:02,077 --> 00:52:03,947 Ümitsizlik çukurundan çıktılar. 744 00:52:04,621 --> 00:52:06,671 Mücadelede güç buldular 745 00:52:07,457 --> 00:52:08,997 ve yaşasalar da ölseler de 746 00:52:10,210 --> 00:52:13,880 bir daha ne sürünecek ne de geri çekilecekler." 747 00:52:16,842 --> 00:52:19,302 1964 tarihli Medeni Haklar Yasası 748 00:52:19,386 --> 00:52:23,716 14. Değişikliğin uygulanması talebine verilen etkili bir yanıttır. 749 00:52:24,558 --> 00:52:26,348 Mücadelenin sonu değil, 750 00:52:26,434 --> 00:52:30,564 tam vatandaşlığa giden o uzun yürüyüşteki bir kilometre taşıdır. 751 00:52:31,356 --> 00:52:34,856 Adaleti talep etme zamanının her zaman şimdi olduğunu 752 00:52:35,443 --> 00:52:37,653 bize hatırlatma görevi görmektedir. 753 00:52:39,239 --> 00:52:40,239 ŞİMDİ! 754 00:52:40,323 --> 00:52:44,083 Dr. King ve daha birçoklarının öğrettiklerinden biliyoruz ki 755 00:52:44,161 --> 00:52:49,171 politikaları meclisten geçirecek baskıyı aslında protesto yaratır. 756 00:52:50,876 --> 00:52:55,046 İki hafta sonra artık haber yapılmadığında birlik olmalıyız. 757 00:52:55,130 --> 00:52:59,510 Seçim politikasının ötesine geçmeli ve kendi içimizde örgütlenmeliyiz. 758 00:53:02,637 --> 00:53:04,597 Çünkü biz beklemeyi reddedince, 759 00:53:05,932 --> 00:53:08,022 rehavete karşı savaşınca 760 00:53:09,519 --> 00:53:11,689 birlikte başardıklarımıza baksanıza. 761 00:53:17,277 --> 00:53:21,487 Hatta bakın, eşitlik talebinde bulunmaları için kimlere ilham veriyoruz. 762 00:53:22,741 --> 00:53:25,491 Ben herkes için özgürlük ve eşitlikten yanayım 763 00:53:25,577 --> 00:53:28,787 ve kadınlar da ABD'deki başlıca ezilen gruplardandır. 764 00:53:28,872 --> 00:53:33,132 Kendi bedenlerimizi kontrol etmek ve eşit fırsat istiyoruz. 765 00:53:33,210 --> 00:53:36,210 14. Değişikliğin kadınları kapsamasını istiyoruz. 766 00:56:54,702 --> 00:56:59,712 Alt yazı çevirmeni: Arda Barişta